Verimlilik ve Teknoloji Fuarı
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Verimlilik ve teknoloji konusunda, bir sektörde sahip olduğumuz tecrübeyi diğer alanlara yayarak, sahip olduğumuz know-how’ı kritik sektörlere aktararak ilerliyoruz. Yüksek teknoloji ve verimlilik artışıyla güçlendirilmiş bir ekonomik model ile 2053 ve 2071’e daha güçlü bir Türkiye taşıyacağız.” ifadelerini kullandı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, küresel ticaretin artması ve ülkelerarası ekonomik rekabetin, kaynakların, iş gücünün ve zamanın verimli kullanılmasını zorunlu hale getirdiğini belirterek, “Verimlilik, ülkelerin ve firmaların rekabet gücünü temelden etkilemenin yanında sürdürülebilir büyüme için de olmazsa olmaz bir gerçek.” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye Verimlilik Vakfı tarafından ATO Congresium’da düzenlenen Verimlilik ve Teknoloji Fuarı’nın açılış törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ileterek sözlerine başlayan Oktay, fuar katılımcılarına da başarılar diledi. Oktay, ekonomik büyümede istikrarın korunmasının, teknolojik ilerlemeye ve sürdürülebilir verimlilik artışlarına bağlı olduğunu belirterek, “Verimliliği en basit şekliyle, her alanda mümkün olan en düşük kaynak harcaması ile olabilecek en yüksek sonucu elde etmek olarak tanımlayabiliriz.” şeklinde konuştu.
KRİTİK TEKNOLOJİ ALANLARI
Yapay zekâ, nesnelerin interneti, artırılmış gerçeklik, büyük veri, robotik, siber güvenlik ve sensör teknolojileri gibi alanların geliştirilmesi öncelikli kritik teknoloji alanları olarak belirlendiğini kaydeden Oktay, “Bu alandaki girişim ve icatları öncelikli olarak destekliyoruz. Ülkemiz üzerinde oynanmaya çalışılan oyunlara müsaade etmiş olsaydık TÜRKSAT 6A ve İMECE gibi yerli milli haberleşme uydularımızın ya da yerli otomobilimiz TOGG’un tasarımına, üretimine başlayabilir miydik? Milletimiz bunların hepsinin farkında ve kimin laf ürettiğini kimin iş ürettiğini gayet iyi biliyor.” diye konuştu.
GÜÇLENDİRİLMİŞ EKONOMİK MODEL
“Yüksek teknoloji ve verimlilik artışıyla güçlendirilmiş bir ekonomik model ile 2053 ve 2071’e daha güçlü bir Türkiye taşıyacağız.” diyen Oktay, önümüzdeki dönemde fuarlarda kuantum teknolojilerinin, uzaydan sağlanan internetin, otomasyonun, ileri nanoteknolojinin, pikoteknolojilerin ve giyilebilen yerli milli teknolojilerin sergilenebileceğini söyledi.
VERİMLİLİK KÜLTÜRÜ
“Ülkemizin sahip olduğu hiçbir kaynağı özellikle enerjiyi, hammaddeyi ve sermayeyi atıl şekilde kullanma lüksümüz yok.” diyen Oktay, Vaktimizi de boşa harcayamayız. Bugün altyapısını oluşturduğumuz milli teknoloji projeleri, gelecek nesillere bırakacağımız en kıymetli miras olacaktır. Verimliliği artırma projelerinin teşvik edilmesi ve toplumda verimlilik kültürünün geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapan Türkiye Verimlilik Vakfının çalışmaları son derece önemlidir. Verimliliğin artırılması alanındaki çalışmalar, geçtiğimiz iki fuar programında olduğu gibi yine bu fuar vesilesiyle geniş kitlelere ulaşma imkânı bulacaktır. Böylece toplumun farklı kesimlerinde verimlilik olgusuna ilişkin farkındalık artacak ve sektörler arasında eş güdüm güçlenecektir.” şeklinde konuştu.
UMUT VEREN YAKLAŞIM
Fuar alanında bulunan ‘start-up’ sokağının genç beyinlere ve buluşlara yer veriyor olmasının, yarınlar açısından umut veren bir yaklaşım olduğuna dikkati çeken Oktay, “Geleceğin ötesine, start-uplara kafa yoran, tasarlayan, üreten, gençlerimizle yürüyeceğiz. Bu duygularla başta verimlilik ve teknoloji vizyonumuzun lokomotifi Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, Türkiye Verimlilik Vakfı ve Ankara Bilim Üniversitesi olmak üzere tüm paydaş kurum ve kuruluşlar ile emeği geçenlere teşekkür ediyor, fuarda kurulan iş birliklerinin devamını diliyorum.” ifadelerini kullandı.
REKABET GÜCÜ
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, geçmişten bu yana sanayi devrimlerinde ortak amacın verimlilikte yaşanan artışlar olduğuna işaret ederek, verimlilik vurgusunun 4’üncü sanayi devriminde daha belirgin olduğuna dikkati çekti. Küresel ticaretin artması ve ülkelerarası ekonomik rekabetin, kaynakların, iş gücünün ve zamanın verimli kullanılmasını zorunlu hale getirdiğine işaret eden Varank, “Verimlilik, ülkelerin ve firmaların rekabet gücünü temelden etkilemenin yanında sürdürülebilir büyüme için de olmazsa olmaz bir gerçek. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla dünyada çok daha hızlı dijitalleşmenin olduğunu varsaydığımızda artık verimliliği maksimize etmenin yolu fuarımızın da teması olan ‘ileri teknolojiler’den geçiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
YOL HARİTALARIMIZ TAMAMLANMAK ÜZERE
Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu doğrultusunda 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’ni hazırladıklarını hatırlatan Varank, stratejide sanayinin teknolojik dönüşümünü hızlandırmayı, kritik teknolojilerin üreticisi olmayı, milli gelirdeki Ar-Ge payını artırmayı önceliklendirdiklerini anlattı. Varank, nitelikli insan gücüne yatırım yapmayı, dünyanın her köşesinde kullanılacak akıllı ürün ve hizmetler geliştiren “TURCORN”lar çıkarmayı hedeflediklerine değinerek, “Dijitalleşme, uzay, yapay zekâ, otonom sistemler gibi teknolojilerde dünyayı takip eden değil trend belirleyen bir ülke olmak gayesindeyiz. Milli Uzay Programı’mızı bu vizyonla hazırladık. Programda koyduğumuz hedefler, Türkiye’nin ileri teknolojilerde kabiliyetlerini perçinleyecek ve bu alandaki yeni çalışmalara kapı aralayabilecek. Türkiye için büyük fırsatlar barındıran mobilite araçları, akıllı yaşam ve sağlık, dijital dönüşüm, yapay zekâ ve 5G başlıklarında yol haritalarımızı tamamlamak üzereyiz. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ile birlikte hazırladığımız, 2021-2025 dönemini kapsayan Ulusal Yapay Zekâ Stratejimizin detaylarını yakın zamanda kamuoyuyla paylaşacağız.” diye konuştu.
YENİ ÇAĞRILARA ÇIKACAĞIZ
Bakanlığın destek ve teşvik mekanizmalarını bu başlıklarla uyumlu olacak ve en verimli çalışacak şekilde yeniden tasarladıklarına işaret eden Varank, KOBİ’leri teknoloji üretmeye teşvik ettiklerini ve bunları kullanan KOBİ’lerin sayısını artırmaya yönelik destekler verdiklerini belirtti. Varank, sadece 2020’de dijital dönüşüm odaklı 396 projeye 158 milyon lira katkıda bulunduklarına dikkati çekerek, KOSGEB’in KOBİ-GEL’in son proje çağrısını dijitalleşme alanında açtıklarını, bu kapsamda desteklenmeye hak kazanan işletmeleri temmuz ayı içinde ilan edeceklerini bildirdi.
İLERİ TEKNOLOJİ ÜRETİMİ
İşletmelerin üretim kapasitelerinin güçlenmesi, daha verimli ve rekabetçi hale gelmesi amacıyla “Ar-Ge, Ür-Ge ve İnovasyon Desteği Programını” yürüttüklerini anlatan Varank, şöyle konuştu:
“KOSGEB vasıtasıyla, teknoloji seviyesini ve yerli üretimi önceleyen destek programlarında sadece son 2 yılda, yaklaşık 10 bin KOBİ için 889 milyon liralık kaynak oluşturduk. Yine bu dönemde uygulamaya başladığımız Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı çerçevesinde ileri teknolojilerin ve cari açık verdiğimiz ürünlerin yerli imkân ve kabiliyetlerle üretilmesine destek veriyoruz. 2021’de ilk çağrıyı “mobilite” sektörüne yönelik açtık. Yoğun ilgi sebebiyle çağrı başvuru tarihini 22 Haziran’a uzattık. 2021’de ayrıca ‘Üretimde Yapısal Dönüşüm’, ‘Sağlık ve Kimya Ürünleri’ ile ‘Dijital Dönüşüm’ çağrılara çıkacağız. Verimliği her alanda artıracak, ileri teknoloji üretimini yükseltecek destekleri vermeye devam edeceğiz.”
VİTES YÜKSELTTİK
Varank, sanayi ve teknoloji ekosistemini bu dönüşüm sürecinde desteklerken, ileri teknolojilerde lider ülke olmak için de her alanda vites yükseltmiş durumda olduklarını vurgulayarak, “Bundan 10 yıl önce ‘bin bir dereden su getirerek’ İHA ithal etmeye çalışıyor, sonrasında bunların tamiri ve bakımı için adeta birilerinin keyfini bekliyorduk. Hamdolsun, bugün Türk mühendislerinin geliştirdiği Türk SİHA’ları Avrupa semalarında uçmak için gün sayıyor. Daha önce diğer ülkelerin teknoloji alanındaki çalışmalarını, adeta film izlermiş gibi gıptayla izleyen bir ülkeydik. Ama bugün Ay misyonu planlayan, uzay alanında araştırma yapabilen, üretim yapabilen bir Türkiye var. Türkiye’nin Otomobili projesi, makus talihini yenen Türkiye’nin bir başarı hikayesi olacak.” dedi.
DOĞRU TEKNOLOJİYE YATIRIM
Doğru zamanda doğru teknolojiye yatırım yapabilmenin önemine dikkati çeken Varank, “Şu anda dünyada Türkiye’nin geliştirdiği insansız hava araçları teknolojileri konuşuluyor. Bana sürekli F-35 Programı ile düşüncelerim soruluyor. F-35 gerçekten başarılı bir uçak ama biz bunun muadilini TUSAŞ ile birlikte Milli Muharip Uçak projesiyle geliştiriyoruz. Ama bunun ötesinde Türkiye şu anda savaşan İHA teknolojisine yatırım yapan birkaç ülkeden biri. İnşallah biz savaşan İHA’larımızı piyasaya çıkardığımızda emin olun dünya F-35’leri değil Türkiye’nin geliştirdiği savaşan İHA’ları konuşacak. Tüm bunları yapabilmek yalnızca kaynaklarla, imkanla, bütçeyle olmuyor. Biraz da yürekle, insanla ilgili. İşte bu nedenle, nitelikli beşeri sermayemize büyük önem veriyoruz.” ifadelerini kullandı.
Programda, Ankara Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Demir de bir konuşma yaptı.
Fuar alanında, 2030’lu yıllarda kademeli olarak devreden çıkartılması planlanan F-16 uçaklarının yerini alabilecek 5’inci nesil çok rollü savaş uçağı olan Milli Muharip Uçağı’nın mock-up’ı da sergileniyor.